Babamın ayakkabısını da sorgulayacak mısınız?

Babamın ayakkabısını da sorgulayacak mısınız?

24.06.2025 16:44

Bazı yazılar vardır; yazarken kalem değil, kalp titrer. Bu onlardan biri.

Bugün, 30 yıl boyunca işçilik yapmış, üç çocuğunu maaşıyla okutup emeklilikten sonra bile çalışmak zorunda kalmış, bir gün sağlam bir ayakkabısı bile olmamış babamın tapu kayıtlarının incelendiğini öğrendim. Neymiş? CHP’ye açılan kurultay soruşturmasıyla ilgiliymiş. Neymiş? İftiracının biri bir şeyler söylemiş. Peki sonra? Sonrası yok. Zaten bir şey de bulunamamış. Çünkü yoktu.

Ama aradıkları zaten bir suç değil, bir leke. Gerçek değil, izlenim. Amaç, beni hedef alırken, en masum, en onurlu yerimden vurmak: babamdan.

Soruyorum size: Bir insanın babasıyla ne alıp veremediğiniz olabilir? Bir işçinin, bir emeklinin nesini karıştırabilirsiniz? Tapusuna mı baktınız? Ne buldunuz? Ayakkabısına baksanız ne görecektiniz? Delik bir tabandan başka ne var ki orada?

O ayakkabılarla işe gitti o adam. Yağmurda yürüdü, eve geç geldi, ekmek aldı. O ayakkabılarla üç çocuk okuttu. Herkesin babası gibi, bu ülkenin onurlu, sessiz çoğunluğu gibi.

Ama siz ne yaptınız? Kurultay kazanma hırsınızla, birilerinin elinize tutuşturduğu sözde dosyalarla, iftiracıların ağzına baktınız. O ağzın ne zaman kimleri yaktığını bile bile. Siz o oyuna yine razı oldunuz. Göz göre göre, isteyerek.

Yıllar önce FETÖ kumpaslarında da böyle olmuştu. Cezaevindeydim. Firari FETÖ’cü bir hâkim yüzünden. Anı anda babamın işitme engelli raporu iptal edildi. Yaşlı bir adamı askere çağırdılar. O, çocukluğundan beri duymayan adamı. Altı ay boyunca hastaneden hastaneye sürüklendi. Sonuç? Yine tescillendi. Ama bu düzen, sadece suçu değil, onuru da sorguluyor. Çünkü artık mesele siyasi değil, ahlaki bir çöküştür.

Bugün de aynı filmi izliyoruz. Fark şu: O zaman aktör FETÖ’ydü, bugün başka figüranlar. O gün kumpasın adı başka dosyaydı, bugün CHP kurultayı. Ama yöntem aynı. Amaç aynı: susturmak, yıldırmak, yok etmek.

Bakın, ben siyasetçi değilim. Ben bu ülkenin gazetecisiyim. Yıllardır bu işin içindeyim. Haber kovaladım, dosya açtım, belge yayınladım. Ama hayatımda ilk kez kendi babamla ilgili böyle bir bilgiye, böyle aşağılık bir maksatla ulaşıldığını gördüm.

Ve içim yandı.

Ama size kötü bir haberim var: Ben susmam. Babamın alnındaki ter kurmadan ben o kalemi bırakmam.

Ve buradan açık açık yazıyorum: Bu iftiraları yayanlar, bu senaryolara el verenler, bu siyasi ikballer uğruna insanların hayatlarını kurcalayanlar… Siz sadece beni hedef almadınız. Siz siyaseti kirlettiniz, muhalefeti kararttınız, onuru unuttunuz.

Bunu unutmayacağım.

Hukuk bir gün konuşur mu bilmiyorum. Ama ben konuşacağım. Gazeteci olarak, evlat olarak, yurttaş olarak her yerde bu utancı yüzünüze vuracağım. Çünkü siz, bir babanın ayakkabısını bile siyasetinize malzeme yaptınız. Ve bu vicdansızlık öyle kolay unutulmaz.

Biz size hakkımızı helal etmiyoruz. Çünkü siz, bir adamın değil, bir toplumun onurunu çiğnediniz.

 

Önceki
İsrail-İran gerilimi ve AKP'nin rıza üretimi
Sonraki
Kılıçdaroğlu’nun Geri Dönüş Taktiği: CHP’yi Birinci Parti Yapanları Siyaset Dışı Bırakmak